Genç yaşta bir baba – 4 çocuğu var – kanser hastalığı sonucu öldü. Çocuklar daha küçük yaşta. En büyükler 14, 15 yaşlarında. Zor günler yaşıyorlar. İsyan ve teselli bir arada. Duyguları altüst olmuş. Büyük bir haykırış: Neden, Rab?

Münir kardeşimiz başından geçenleri şöyle anlatmıştı: Röntgen edilmemi beklerken genç birisi de sırada bekliyordu. Ona kurtuluş hakkında anlattım. Bu genç delikanlıda bu genç yaşta akciğer kanseri vardı. Hatta nişanlı olduğunu söyledi. Ve gerçekten durumu çok üzücüydü. Onu odaya çağırdılar. Yarım saat kadar sonra tekrar çıktı ve vedalaştık. Bana, size de geçmiş olsun, dedi ve sonra şunu da ekledi: “Nereye gideceğimizi, nereye baş vuracağımızı biliyoruz!” Ben içeri girdiğimde, hemşireler o kişinin röntgen filmini asmışlar bakıyorlar ve kendim de gördüm, akciğerde kocaman siyah bir leke vardı. Hemşireler, “ne yazık” dediler.

Neden bunlar oluyor? Neden bu kadar acı? Tanrı neden kurtarmıyor? Neden mucizeler yapmıyor? İsa Mesih dün, bugün ve sonsuza dek aynı değil mi?”My Hidden Paragraph Here

Bizler sık sık İsa Mesih’in ölümünden ve dirilişinden söz ediyoruz. Bunu konuşmalarımızda, ilahilerde dile getiriyoruz. Her zaman İsa Mesih’in senin için öldüğünü vurguluyoruz. İsa Mesih ölmeseydi ve yine İsa Mesih dirilmeseydi hiç birimizin umudu olmazdı.

Bunun değeri sonsuzdur. Evet, bugünlerde “Hastalık ve Şifa” konusuna bakacağız. Yeşaya 53. bölüme baktığımız zaman fazla şifa konusu bulamıyoruz. Bu kesimde hastalıktan, acıdan, elemden söz ediyor. Elem çekti, eziyet çekti, bedeni delindi diyor. Ona ceza verildi diyor; baskı gördü, kesime götürülen kuzu gibi, acımasızca yargılanıp ölüme götürüldü. Ve sonuçta canını feda etti. Acı, hüzün dolu bir bölüm! Ama biliyoruz ki, bu acının arkasında sonsuz kurtuluş var. Sonsuz şifa var. Peki nerede bu şifa, nerede bu sağlık? Niçin insanlar genç yaşta – imanlı oldukları halde – yaşamlarını kaybediyorlar? Nasıl Tanrı böyle bir şeye izin verebiliyor? İşte önümüzdeki günlerde buna bakacağız.”My Hidden Paragraph Here

İnsanolu Tanr=ya kar suç iledi. O=nun yasalarn ayaklar altnda çinedi. Yani insan günah iledi. Günah ileyen de günahnn cezasn çekmek zorundadr. Günahn karl ise sonsuz ölümdür, der Tanr Sözü. Sonsuz ölüm, sonsuza dek cehennem demektir. Ama seven Tanr insann yok olmasn, cehenneme gitmesini istemedii için bir çk yolu hazrlad. Buna göre, Tanr adaletini ve kutsalln bir kenara brakmadan, adaleti ve kutsallndan ödün vermeden hem ilenen suçun cezasn vermeli, hem de kurtulu salamalyd. Ve böyle de oldu. Tanr, kendi Özünden sa Mesih=i dünyaya yollad. Ezeli olan sa Mesih çarmha çaklarak dünyann günahlarn bedeninde tad. Ve böylece Tanr=ya, cennete girme yolu açld. sa Mesih=e iman eden kimsenin günahlar balanr ve Tanr önünde suçsuz biri olarak durur. te bu aamaya gelen birisi Tanr=yla barm olur. Bu ise sadece Tanr=nn insanlara sunduu kayra araclyladr.”My Hidden Paragraph Here

ATanr=yla barn!@ Tanr=yla barmak, bartrlmak da ne demektir? Geçen aylarda hem hzl hem de krmz lambadan geçtim. 118 Euro ceza geldi ve 3 de puan. Ben ne yaptm? Devletin koyduu yasaya kar geldim ve yasay çinedim. Böylece de devlete kar suçlu bir duruma dütüm. tediim kadar kar dursaydm, yakarsaydm, hatta tövbe etseydim, bir daha asla yapmayacam deseydim, yine de bir ie yaramazd. lediim suçun cezasn ödemeliydim. Bundan asla kaçamazdm. Öyle de yaptm ve cezam ödedim ve kurtuldum. Çok ükür ki, cezam ödeyebileceim durumdaydm. Bir de isteyerek ya da istemeyerek ödeyemeyeceim büyüklükte bir suç ileseydim, o zaman halim ne olurdu? Kukusuz cezaevi. Çünkü devlet ve onun yasas asla beni affedemezdi. Yasa zaten bunun için vardr. Bir devleti devlet yapan onun koyduu yasalar ve bu yasalarn adaletle uygulanmasdr. Yasa ayn zamanda benim ve senin haklarn da korumaktadr. te bu kural Tanr için de geçerlidir. Tanr=nn da koyduu bir yasa vardr.”My Hidden Paragraph Here

Tarihte bir kez tam ve gerçek anlamda büyük bir bar anlamas yaplmtr. Bu anlama, dünya savalarnn bitiminde olduu gibi bir tren vagonunda ya da herhangi bir otelde, bir sarayda yaplmad. Dünyada yaplm bu en büyük anlama, kendisine kar suç ilenmi Tanr ile, Tanr=ya kar düman olmay seçmi olan insan soyu arasnda, GOLGOTA denilen tepe üzerinde imzalanmtr. Bu bar anlamasyla ilgili olarak ncil öyle der: ATanr O=nun araclyla her eyi kendisiyle bartrd. Bar Mesih=in çarmhta akan kan araclyla saland@ (Kol.1:10S22).

Sonsuzlukta kararlatrlp sonsuzlua dek sürecek olan bu bar anlamas, Tanr=nn özünden gelen sa Mesih=in kanyla salanm ve imzalanmtr, deerli okuyucularmz. Tanr, Mesih sa araclyla bizleri kendisiyle bartrd. Buna sen de dahilsin, eer Tanr=nn sa=da sunduu bu bara evet dersen.”My Hidden Paragraph Here