RAB=den bir şey diledim, O=nu ararım: RAB=bin güzelliğini seyretmek, tapınağında hayran olmak için, hayatımın bütün günleri RAB=bin evinde oturmaktır.
Mezmur 27: 4
ki kız kardeşten biri olan Marta mutfakta oraya buraya koşuyor, misafirlerin sayısını hesaplıyor, AAcaba ne kadar pilav yapayım, yeteri kadar bulgur var mı@ diye telaşlanıyordu. Her şeyi aynı zamanda yapmak için telaşlanıyordu. Bazen yaşamın karmakarışık olduğunu sanırız. Yirmi birinci yüzyılın illeti olarak görürüz bu telaşı, ama Davut=un zamanında da vardı, sa Mesih=in zamanında da. Çoğu zaman kendi kendimizi telaşa sokarız. Zamanın kendi yapısında telaş yoktur. Zamanı biz kendimize işkenceci yaparız. unu şu zamanda yapmazsam kıyamet kopacakmış sanki. Davut yaşamın tüm ekstra olaylarını kesip atıyor ve tek bir noktada sivriliyor: ARAB=den tek dileğim, tek arzum şu@ diyor.
nsandan insana en önemli ve tek olan şey değişir. Ama Davut için tek şey şuydu: ARAB=bin güzelliğini seyretmek, tapınağında O=na danışmak için bütün günlerini O=nun evinde geçirmek@.