PAZAR             6             OCAK

Birbirinizi bağışlayın.

Efesoslular 4:32 b

Kocasından sürekli olarak dayak yiyen, kaynanası tarafından durmadan kötülenen, ihanete uğrayan bir kadının geçmişi acı anılarla doludur.

 

Hakkının elinden alındığını, kendisine haksızlık edildiğini, onca verdiği emeğinin karşısında bir tek gün bile takdir edilmediğini düşünen Erkan’ın anıları da acı ve ıstırapla doludur.

 

Bu ve buna benzer yaşanmış acılı yaşamlarda bir huzur, esenlik bulmak çok zordur. Yani, bu olumsuz, acı düşünceler, insan varlığındaki o dinginliği, huzuru yok eder. Sadece bununla kalmaz acı ve ıstırap dolu geçmiş ya da anılar; insanda nefret, öç alma duygularını da körükler. Böylece insanın yüreği büyük bir acıyla, nefretle dolu olur. Yürekte bir acı, anılar hep olumsuz ise, o yaşamda sadece hüzün, dert ve hoşnutsuzluk vardır. Bundan kurtulmanın yolu ise, tüm bunca haksızlık ya da kötülüklere rağmen, bağışlamaktır. Affetme olmadan yürek o dinginliğe eremez. Peki ama nasıl? Önümüzdeki günleri oku!

CUMARTESİ              5             OCAK

Rab’bin sizi bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın.

Koloseliler 3:13 b

Takvim’in arka kapağında gördüğünüz “Rab’bin sizi bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın” ayetini bu yıl için seçtik. Bu ayetteki ana konu bağışlamaktır. Ayetteki sıralama, önce bağışlanmak sonra bağışlamaktır! Özellik günümüzde etrafımıza, kendi ailemize, insanlarımıza, kısacası dünyaya baktıkça, orada yaşananları gördükçe affedilmenin, affetmenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu görüyoruz.

 

Ama önce şu sorulara yanıt bulmalıyız: Bağışlamak ne demektir? Neden ve niçin bağışlamalıyız ve nasıl bağışlamalıyız. Bağışlamazsak bunun zararını kim çeker? Bu soruları önümüzdeki günlerde biraz daha ayrıntılı olarak yanıtlamaya çalışacağız. Bugün bağışlamanın kısaca ne demek olduğuna bakalım: Bağışlamak, yapılan herhangi bir kötülüğü unutmak değil, bir kimsenin suçunu, hatasını, yaptığı haksızlıkları, kötülükleri bilinçli olarak saymamak demektir. Peki, bize yapılan bir haksızlığı, kötülüğü saymamak, affetmek mümkün müdür?

CUMA              4             OCAK

Elinizdeki fırsatı en iyi şekilde değerlendirin.

Efesoslular 5: 16

Eski Yunan kentlerinden birinde Lisipos tarafından yapılan bir heykel vardı. Bu heykelin kanatları, başının önünde de bir tutam saç vardı. Başının arkası ise keldi. Heykelin alt tarafında şu sorularla bu soruların yanıtları yazılıydı:

 

– Seni kim yaptı?

Beni Lisipos yaptı.

– Senin adın nedir?

Benim adım “Fırsattır.”

– Niçin ayaklarında kanatların var?

Yeryüzünde hafifçe uçabileyim diye

– Niçin başının önünde bir tutam saç var?

Ben geçerken insanlar beni tutabilsinler diye.

– Peki niçin başının arkası kel?

Ben geçip gittikten sonra beni kimse tutamasın diye.

 

Değerli dostum, bizlere emanet edilen günlerimizi iyi ve doğru yolda, sağlıklı bir şekilde yaşamak için bize fırsatlar verilmiştir. Ama bu fırsatları kaçırdık mı, onlar bir daha geri gelmez. Yaşadığımız günler de bize verilen fırsattır. Bunun değerini bilelim.

PERŞEMBE             3             OCAK

Günlerimizi saymayı bize öğret ki, bilgelik yüreği edinelim.

Mezmur 90: 12

Günler, haftalar, aylar ve yıllar geçip gitmektedir. Geçip giderken de hiç birimizin gözünün yaşına bakmadan bizim yaşamımızdan da her gün bir yaprak alıp götürüyor.

 

Bize verilen günler sayılıdır, değerli dostlar. Ne yaparsak yapalım, sayılı günler gelip geçer. Günü durduramazsınız. Bizim hayatımız da öyle. Onu durdurmak mümkün değil! Her gün yaşamımızdan bir sayfa kopuyor! Koparılan bu yaşam sayfalarımızın farkında bile değiliz. Oysa her günümüz, bir daha geri gelmemek üzere geçip gidiyor. Musa peygamber bir duasında, “Ya Rab, günlerimizi saymayı bize öğret ki, bilgelik yüreği kazanalım!” dedi. Aslında hepimiz bu duayı yükseltmeliyiz Rab’be! Rab, bana yardım et ki, yaşadığım günlerin değerini bileyim. O günleri iyi ve amaçlı olarak harcayayım. Ya Rab, bana yardım et ki, benim geçen günlerim boşa harcanmasın. Kendime, aileme, çocuklarıma, ulusuma, kısacası tüm insanlara bereket olsun.

ÇARŞAMBA             2             OCAK

Ya Rab, iyiliklerinle yıla çelenk takarsın.

Mezmur 65: 11

Her ne kadar ilk günde, hayatımın bu takvim yaprakları gibi, her yıl kopup gittiğini, birden 59 yaşına merdiven dayadığımı söyledimse de, benim hayatımdan kopan o yapraklar boşuna harcanmış günler değildir. Nasıl ki, her takvim sayfasında bir emek ve düşünce varsa, benim hayatımın günleri de amaçlı ve hedefli geçmektedir. Çünkü önce neden bu dünyada olduğumu biliyorum. Sonra, Tanrı’nın benim tüm günahlarımı bağışladığını biliyorum. Artık bir Tanrı çocuğu olarak yaşıyorum bu dünyada. Tanrı çocuğu olmak, sonsuzluğu da kapsamaktadır. Bu dünyadan göç ettikten sonra nereye gideceğimi biliyorum. Gideceğim yer cennet olacaktır. Bunu kendiliğimden söylemiyorum. Tanrı’nın kendisi Sözü aracılığıyla bana bu sonsuz yaşam güvenliğini verdi. Bu nedenle de ben Tanrı çocuğu olarak — şimdiden bir cennet vatandaşı olarak bu dünyada günlerimi geçirmekteyim. İşte değerli dostum, Mesih imanlıları olarak bulduğumuz bu yaşam güvenliğine sizin de sahip olmanızı istediğimiz için bu yaprakları da yazmaktayız. Duamız, yakarışımız sizin de bu amaçlı, huzurlu ve güven dolu yaşamı bulmanızdır.

Go Top