Işığın önemli bir özelliği, ulaştığı yeri ısıtmasıdır. Işık, enerji taşır. Dünyamız için bu enerjinin kaynağı güneştir. Güneş saniyede 4 milyon ton dolayında atom yitir ve bu maddeye eş değerde olan enerjiyi uzaya fırlatır. Güneşten yayılan ışınlar dünyamıza ulaşır, bizi ısıtır ve dünyamızda yaşamayı olanaklı kılar. Eğer dünyamız güneşten biraz uzak ya da yakın olsaydı burada yaşamak mümkün olmazdı. Örneğin Merkür gezegeni güneşe en yakın gezegendir. Onun güneşe bakan yüzü 400 dereceyi geçer, güneşe bakmayan tarafı karanlık ve eksi 170 derece dolayında soğuktur. Merkür=ün bir yüzü fokur fokur kaynarken, diğer tarafı aşırı oranda soğuktur. Buna benzerlikte, ruhsal alanda bizler yüzümüzü Tanrı=ya çevirebiliriz. Yüreklerimiz aşırı oranda buzlaşmış, ruhumuz enerji yokluğundan yıpranmış olabilir. Ama yüzümüzü Tanrı=nın ışığına çevirdiğimizde, O=na yaklaştığımızda, O=ndan gelen o ışınlar, o sıcaklık bizi yeniden ısıtır. Tanrı ışığının, sıcaklığının yüreğimize girmesine izin verdiğimizde, o buzlar yüreğimizden eriyip gider. Böylece O=nun gücüyle güç buluruz.